Kuir Kıbrıs ile TDP Gençlik Örgütü toplantı yaptı…
LGBTİ+’lar en çok şiddete maruz kalan kesim
Kuir Kıbrıs aktivisti Doğukan Gümüşatam: “‘Kıbrıs’ta şiddet yok, Kıbrıslılar açık görüşlüdür’ diyoruz ama hayır. Kıbrıs’ta, Kıbrıslıların yaptığı şiddet var, ev basmalar, nefret söylemi, dayak, tehdit var. LGBTİ+’lar da buna çok maruz kalıyorlar”
Kuir Kıbrıs Derneği, TDP Gençlik örgütünden Arda Çileker, Çise Erdoğa ve Ezgi Özyiğit ile görüştü.
Görüşmede Kuir Kıbrıs’ın hazırladığı ‘LGBTİ+ Seks İşçilerin Durumunun Haritalandırması Raporu’, ‘Yasal Boşluk Analizi’, ‘LGBTİ+’ların Sosyal Hizmetlere Erişiminin Haritalandırılması’, ve ‘
Kuir Kıbrıs aktivisti Doğukan Gümüşatam, araştırmalarına göre LGBTİ+’ların %49.2 açlık sınırı, %92’sinin ise yoksulluk sınırı altında yaşam mücadelesi verdiklerini aktararak, bu kesimin toplum içindeki en kırılgan ve güvencesiz kesim olduğunu vurguladı.
Gümüşatam, aile ve eğitim hayatından başlayan ayrımcılıklar, şiddet ve hak ihlallerinden dolayı LGBTİ+’ların ekonomik hayata da katılamadıklarını ifade etti.
Araştırmaya göre LGBTİ+’ların %11’inin üniversite mezunu olabildiği, sadece %30’unun ise liseyi bitirebildiğini kaydeden Gümüşatam, liseyi bitirebilen transların oranının ise %11 olduğunu kaydetti.
LGBTİ+’ların %41’inin aile baskısından dolayı, %20’sinin ise toplum içinde ayrımcılığa ve şiddete maruz kalacağından dolayı kimliğini gizlemek zorunda hissettiğini belirten Gümüşatam, bu durumun kişiler üzerinde travmalara da neden olduğunu açıkladı.
Gümüşatam, toplum içindeki güvecesizlik ve kırılgan konumlarından dolayı LGBTİ+’ların potansiyel insan ticareti mağduru olduklarını da sözlerine ekledi.
“Kıbrıslılar şiddet uygulamaz söylemi tamamen yalan”
Gümüşatam, yasal çalışmaların yanı sıra farkındalık çalışmalarını da çok önemli olduğunu kaydederek, “Denetim ve uygulamayı etkileyecek farkındalık yaratıcı ve mekanizmalar önemli. ‘Kıbrıs’ta şiddet yok, Kıbrıslılar açık görüşlüdür’ diyoruz ama hayır. Kıbrıs’ta, Kıbrıslıların yaptığı şiddet var, ev basmalar, nefret söylemi, dayak, tehdit var. LGBTİ+’lar da buna çok maruz kalıyorlar” dedi.
LGBTİ+lar işe alınmıyorlar, alınsalar bile ayrımcılığa uğruyorlar
Kuir Kıbrıs aktivisti Ömür Ray, LGBTİ+’ların iş alanında yaşadığı ayrımcılıklara dikkat çekti.
LGBTİ+ bireylerin eğitim hayatlarının yarıda bırakmak zorunda kalmalarından dolayı iş hayatına da katılamadıklarını vurguladı.
LGBTİ+ bireylerin iş yerinde arka planda çalışmak zorunda kaldıklarını çünkü insanlardan gelecek olan ayrımcılıklara maruz kalmak istemediklerini kaydetti.
Ray araştırmalarına göre her 4 kişiden 3’ünün iş ortamında kimliğini gizlediğini tespit ettiklerini söyledi.
Şiddete maruz kalma durumunda ise araştırmaya katılan 37 şiddet mağduru kişiden sadece 2’sinin polise gittiğini, onların da sonuç alamadıklarını aktaran Ray, bu durumun güvenlik mekanizmalarına yönelik güvensizliğin bir sonucu olduğunu kaydetti.
Araştırmaya göre LGBTİ+’ların %56’sı iş yerindeki ayrımcılıktan dolayı ülkeden göç etmeyi düşünüyor.
Ray, eşcinsel birlikteliklerin tanınmamasının da vergi indirimlerinden yararlanamama gibi dolaylı ekonomik ayrımcılıklara neden olduğunu kaydetti.
Sivil birliktelikler
Kuir Kıbrıs aktivisti Erman Dolmacı ise dünyada birçok ülkede sivil birlikteliklerin tanındığını kaydederek, Kıbrıs’ın kuzeyinde de bu yönde adımlar atılması gerektiğini kaydetti.
Dolmacı ayrıca cinsiyet uyum ameliyatlarını zorunlu kılan yasaların da değişmesi gerektiğini kaydederek, cinsiyet kimlikleri için kişinin beyanının yeterli olduğunu söyledi.
İnterseksler tıbbi müdahaleye mecbur bırakılıyorlar
Dolmacı, intersekslerin ise tıbbi müdahalelere mecbur bırakıldığını, bu operasyonların çoğunun tıbbi gerekliliği olmayan müdahaleler olduğunu kaydetti.
Dünya Sağlık Örgütü’nün beyan edilen cinsiyet kimliği üzerinden kişinin cinsiyetinin tanınabileceği yönünde kararı olduğunu ifade eden Dolmacı, Kıbrıs’ın kuzeyinde ise kişilerin bütüncül olarak genital organlar dahil tüm ameliyatlarını tamamlamış olması kriteriyle kişilere cinsiyetinin hukuken tanındığını belirtti.
İntersekslere tıbbi olarak gerekliliği olmayan müdahalelerin yapılmasını engelleyici yasal düzenlemelere ihtiyaç var
Dolmacı, intersekslerin doğumda ailelerine çocuklarının durumu ile ilgili bilgi verip ilerde sorun yaşamaması adına kız veya oğlan olarak hayatına devam etmesi için operasyon yapılması gerektiği anlatılıp interseks çocuklara doğarkenden tıbbi müdahalelerin yapıldığını belirtti. Bu operasyonların yapılan birçok araştırmaya göre çok az yüzdesinin tıbbi olarak gerekliliği olan ameliyatlar olduğunu geriye kalan kısmının ise çocuğun ilerleyen yaşlarda toplumsal normlara uyum sağlaması için yapıldığını belirten Dolmacı, küçük yaştaki çocuklara bu tarz tıbbi gerekliliği olmayan ameliyatların yapılmasının çok büyük insan hakkı ihlali olduğunu vurguladı.
Arda Çileker: “İşbirliklerini geliştirelim”
TDP Gençlik Örgütü’nden Arda Çileker, yapılan çalışmaların önemine vurgu yaparak, işbirlikleri ve ortak çalışmaları daha da genişletme arzusunda olduklarını aktardı. Çileker: “Bu veriler çok önemli. Ama daha da önemlisi bu verilere göre harekete geçmek gerekiyor. Bu konuda parti manifestomuza konuyla ilgili ibareler girmesi önemli. Bu fikirlerin tartışıldığı her platformda dile getirilmeli. Bu duru artık marjinal etiketinden çıkmalı ve her kesim tarafından dillendirilmeli. Gençlik örgütleri bu alanda farkındalığı yaratacak şekilde söylemler geliştirebilir” dedi.
Yasal değişikliklerin önemine de değinen Çileker, “Bu yasal değişiklikleri zorlamak gerekir. Bunun insan hakkı olduğunu biliyoruz. En azından bu çalışma için ortaklaşabileceğimiz bir platform oluşturulabilir. Bu alanda tüm kesimler olumluysa neden böyle bir yasal düzenleme yapılmasın ki” dedi.
Çileker, her işbirliği ve diyaloğu sürdürme arzusunda olduklarını kaydederek, bu ilişkiyi önemsediklerinin altını çizdi.
Comments are closed