Kuir Kıbrıs, AP üyesi Niyazi Kızılyürek’in temsilcisi Derya Beyatlı ile görüştü.
“LGBTİ+’lar şiddet sarmalının içinde”
Kuir Kıbrıs aktivistleri, Avrupa Parlamentosu üyesi Niyazi Kızılyürek’in temsilcisi Derya Beyatlı ile görüştü.
Toplantıda Kuir Kıbrıs’ın faaliyetleri ve son dönem hazırladıkları raporları hakkında bilgi verildi. Ayrıca ileriye dönük olarak ne gibi ortak adımlar atılabileceği üzerine fikir paylaşımı yapıldı. Görüşmede, Kuir Kıbrıs’ın hazırladığı ‘LGBTİ+ Seks İşçilerin Durumunun Haritalandırması Raporu’, ‘Yasal Boşluk Analizi’, ‘LGBTİ+’ların Sosyal Hizmetlere Erişiminin Haritalandırılması’, ve ‘LGBTİ+’ların İstihdama Erişimi ve Emek Piyasası Deneyimleri’ raporlarının içeriği aktarıldı, LGBTİ+’ların yaşadıkları hak ihlalleri ile çözüm önerilerine dair fikirler paylaşıldı.
Kuir Kıbrıs’tan toplantıya Erman Dolmacı, Doğukan Gümüşatam, Derviş Taşkıranlar, Ziba Sertbay ve Çise Özverel katıldı.
Doğukan: “Ayrımcılığı önleyici yasalar şart”
Kuir Kıbrıs aktivisti Doğukan Gümüşatam, araştırmalarına göre LGBTİ+’ların eğitim hayatlarını erken yaşta yarıda bırakmak zorunda kaldıklarını ve tamamlayamadıklarını tespit ettiklerini söyledi. Gümüşatam, eğitim hayatının ilk yıllarından başlayan ayrımcılık, şiddet ve kurumsal dışlamam mekanizmalarının, LGBTİ+’ların eğitimlerini tamamlayamamasına neden olduğunu belirterek, üniversite mezunlarının sadece %30, lise mezunlarının da %40 civarında olduğunu belirtti. Araştırmalarına göre özellikle translarda lise mezuniyeti oranı ise +%11 olarak kayıtlara geçti.
LGBTİ+’ların eğitim haklarına erişimde ciddi sıkıntılar yaşadıklarını belirten Gümüşatam, bu durumun bireylerin tüm hayatı boyunca, özellikle de işe alım süreçlerinde karşılarına olumsuz bir etken olarak çıktığını kaydetti. Okul idarelerinin yeteri kadar farkındalık geliştirememesinin, akran zorbalığının ve LGBTİ+’ların yaşadıkları ayrımcılıkların bu kesimin eğitim hayatını erken yaşta bırakmaya sürüklediğini ifade eden Gümüşatam, burada bir şiddet sarmalı olduğunu vurguladı.
Okullardaki psikolojik danışman ve rehber öğretmenleri yetersiz olduğunu, var olanların bir kısmının ise LGBTİ+ farkındalığının gelişmediğini ifade eden Gümüşatam, bu alanda eğitimcilerin adım atması gerektiğini söyledi. Gümüşatam, eğitim yasalarında ayrımcılığı önleyici yeteri kadar kapsamlı ve güçlü yasal düzenlemelerin, maddelerin olmadığını da vurguladı.
Translar ilaç kullanmak zorunda bırakılıyor
LGBTİ+’ların sosyal hizmetlere erişimde de yerel yönetimlerin ve devletin verdiği hizmetten memnun olmadığını tespit ettiklerini aktaran Gümüşatam, özellikle transların sosyal destek katkısı alabilmek için Barış ve Ruh Hastanesi’nden düzenli olarak ilaç kullandıklarını gösteren raporlar edinmeleri şartı olduğunu, bunu engelli yardımı altında yapıldığını ifade etti. Gümüşatam, sosyal destek mekanizmalarının geliştirilmesi gerektiğini, bu yönde atılacak olan adımların hayati olduğunu söyledi.
Ayrımcılıkla ilgili genel yasa şart
Ceza yasasında nefret söylemine dair yapılan değişikliğin olumlu olduğunu fakat bunun uygulamada tam olarak işlemediğine işaret eden Gümüşatam, genel bir ayrcımlık karşıtı yasaya ihtiyaç duyulduğunu sözlerine ekledi.
Şiddetin boyutu çok yüksek
“LGBTİ+’ların %41 aile baskısı, %20’si şiddet ve ayrımcılığa uğrayacaklarından dolayı kimliklerini gizlemek zorunda kalıyorlar” ifadelerini kullanan Gümüşatam, cinsel, fiziki, ekonomik ve psikolojik şiddetin söz konusu olduğunu kaydetti.
Ömür: “İş yerlerinde ciddi ayrımcılık ve şiddet var”
Kuir Kıbrıs aktivisti Ömür Ray ise iş yerlerine dair araştırmalarına yansıyan tespitleri paylaştı. İş yerlerinde LGBTİ+’lara dair ciddi bir ayrımcılık ve şiddet olduğunu vurgulayan Ray, bunun daha işe alım süreçlerinde başladığını söyledi. Ray, “Daha başvurmadan ayrımcılıklar başlıyor. İşler feminen ve maskülin olarak zaten ayrılıyor. LGBTİ+’lar için bu süreçler daha sıkıntılı oluyor” dedi.
LGBT+’ların daha çok geçici, kısa zamanlı veya mevsimli işlerde çalıştıklarını, kalıcı bir iş edinemediklerini kaydeden Ray, güvencesiz işlerin bu kesimi daha da kırılgan hale getirdiğini ifade etti.
Ray iş yerlerinde LGBTİ+’ların kimliklerini gizlediklerini de ifade ederek şunları kaydetti: “Her 4 LGBTİ+’dan 3’ü olası bir ayrımcılıktan korunmak için kimliğini gizliyor. Bu süreçte bile baskı ve şiddetle karşı karşıya kalıyorlar. Sevgilisi olup olmadığı, yoksa sana birini ayarlayalım gibi yaklaşımlar yaşanıyor” dedi. LGBTİ+’ların iş yerlerinde yaşadıkları ayrımcılıktan dolayı %56’sının göç etmeyi düşündüğünü tespit ettiklerini de aktaran Ray, bunun anlamının beyin göçü olduğunu da sözlerine ekledi.
Sivil birliktelik hakkı tanınmalı
Bir başka eşitsizlik ise LGBTİ+’lara evlilik hakkının tanınmaması. Kuir Kıbrıs aktivisti Erman Dolmacı, Kıbrıs’ın güneyinde evliliğin değil ama en azından yasal birlikteliğin tanındığını ve bu durumun LGBTİ+’ların hayatlarını kolaylaştırmaya dair bir adım olduğunu kaydederek, “Yasal birliktelik ve evlilik bir haksa, herkese eşit tanınmalı. LGBTİ+ olmayanlara tanınan bir hak, LGBTİ+’lara da tanınmalı” ifadelerini kullandı.
Dolmacı, anayasal olarak evliliğin önünde bir engel olmadığını fakat nişanlanma koşulu olarak kadın ile erkeğin birlikteliği ibaresinden dolayı eşcinsel evliliklerin mümkün olmamadığını kaydetti. Bu ibarenin değişmesi durumunda evliliğin önünün açılabileceğini kaydeden Dolmacı, bir yandan da sivil birliktelik doğrultusunda düzenleme yapılabileceğini kaydetti.
Taşkıranlar: “LGBTİ+’lar insan ticaretine sürükleniyor”
Kuir Kıbrıs aktivisti Derviş Taşkıranlar ise LGBTİ+’ların insan ticareti tacirlerinin hedefinde olduklarını kaydetti. Taşkıranlar, LGBTİ+’ların, özellikle de transların yaşadıkları ekonomik, sosyal kırılganlıklardan dolayı insan ticaretine sürüklendiklerini ifade etti.
LGBTİ+’ların bir şiddet sarmalı içerisinde olduklarını vurgulayan Taşkıranlar, bu alanda güvence, sosyal hizmet ve ekonomik destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Comments are closed