Hatalı haberlerin HIV ile yaşayanların hak ihlallerine yenilerini eklemesine izin vermeyeceğiz!
HIV ile ilgili yetersiz bilginin HIV ile yaşayanların damgalanmasına ve dışlanmasına neden olduğunu belirterek, topluma doğru bilgi vermekle görevli basın yayın organlarının bu konuda var olan uzmanların görüşlerine başvurmaları ve HIV ile yaşayanların hayatlarını kötü etkileyebilecek habercilik yapmaktan sakınmaları çok önemlidir. Dile getirmemiz gerekir ki haberler içerisinde HIV ve AİDS eş anlamlıymış gibi yansıtılması maalesef ki yanlış bilgiyi tetikleyebilecek ve damgalamayı güçlendirebilecek bir unsurdur. Bunun en başlı sebeplerinden biri İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü (HIV) günümüzde ilaç kullanımı ile baskılanıp kişiler Edinilmiş Bağışıklık Yetmezlik Sendromu (AİDS) aşamasına gelmeden sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam edebilmesidir.
Halihazırda, ülkemizde HIV ile yaşayanların tedaviye erişim hakları, mahremiyet hakları, çalışma hayatına erişimleri ve yeniliklerden yararlanma hakları gasp edilmekteyken basın tarafından yapılan hatalı haberlerin HIV ile yaşayanların yaşadıkları hak ihlallerine yenilerini ekleyeceği açıkça ortadadır.
“HIV’LE YAŞAYANLAR TEDAVİYE ERİŞEBİLDİKLERİ ZAMAN BULAŞTIRICI DEĞİLDİR”
HIV’le yaşayanların yeni teknolojilerden yararlanma haklarını kullanabildikleri durumlarda hastalığı bulaştırma gibi bir risk taşımadıkları bilinmektedir. Tedaviye erişemeyenler ise, basit temas yoluyla HIV virüsünü bulaştırma ihtimalleri son derece düşüktür.
Bilimsel olarak antiretroviral ilaçların her gün düzenli olarak kullanımı sonucu kanda dolaşan virüs miktarı belirlenemeyecek düzeye indiği bilinmektedir. Tedavinin yaşam boyu sürdürülmesiyle virüs miktarının bu düzeyde tutulması hedeflenir. 3 ya da 6 aylık periyotlarda virüs miktarını ölçen viral yük testleri uygulanarak HIV pozitif kişinin kanındaki virüs miktarı düzenli olarak kontrol edilir. Viral yükün belirlenemeyecek düzeyde olması kişinin sağlıklı kalmasını sağlar. Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar göstermiştir ki viral yük belirlenemeyen düzeydeyse HIV’in cinsel yolla bulaşma olasılığı yoktur.
HIV’le yaşamak ne bir suç ne de toplum sağlığına tehdittir. Gerekli tedaviye erişimin sağlanması sonucunda hem HIV’le yaşayanların sağlık risklerinin azaltılarak hayat kalitelerinin artırılabilir ve bu istedikleri sektörde hiçbir risk taşımadan mesleklerini icra edebilirler. Kişinin HIV testinin sonucunu ve/veya statüsünü sadece kendi istediği durumlarda paylaşabilmesi en temel haklarından biri olarak niteliklendirilmektedir. Bu noktada herhangi bir haber niteliği olmayan, HIV ile yaşayan bir kişinin çalıştığı kurum veya bulunduğu bölge hakkında kamusal bir açıklamada bulunmak kişinin ifşa edilmesi demektir. Bu da yaşadığımız toplumda çokça insan hakları ihlallerine ve sosyal damgalamaya sebebiyet vermektedir.
Toplum bu konuda yapılan haber ve ifadelere inanmadan önce sorgulamalı ve doğru bilgiye ulaşmaya çalışmalıdır, yetkililer de HIV’le yaşayanların karşılaştıkları sorunlar ve yeni tedavilerle ilgili konunun uzmanları ve hak temelli örgütlerle iş birliği içerisinde insan ve hasta haklarına paralel uygulamaları hayata geçirmekle yükümlüdür.
Kıbrıs Türk Tabipler Birliği
Kıbrıs Türk Barolar Birliği
Evrensel Hasta Hakları Derneği
Pozitif Düşün İnisiyatif
Kuir Kıbrıs Derneği
Comments are closed